DACİA DUSTER TAVAN KEPİ MOONVISÖR LEDLİ

DACİA DUSTER  TAVAN KEPİ -MOON VİSÖR  LEDLİ  SADECE OFFROAD İST E ÖZEL  289 TL F

DACİA DUSTER TAVAN KEPİ -MOON VİSÖR LEDLİ SADECE OFFROAD İST E ÖZEL  FİYATLA (ÜRÜN ABS PLASTİK VE DACİA DUSTER İÇİN ÖZEL OLARAK TASARLANMIŞTIR)
Duster Moonvisor dayson ile delmeden kolayca monte edilir.

TOYOTA HILUX REVO-ROCCO 2015 + TAVAN SPOİLER MOONVİSÖR

TOYOTA HILUX REVO-ROCCO 2015 + TAVAN SPOİLER MOON VİSÖR LEDLİ OFFROAD.İST E ÖZEL

TOYOTA HILUX REVO-ROCCO 2015 + TAVAN SPOİLER MOON VİSÖR LEDLİ OFFROAD.İST E ÖZEL FİYAT  .(AS PLASTİKTEN ÜRETİLMİŞTİR ARACA ÖZELDİR )
Hilux Moonvisor çift taraflı bant ve dayson ile delmeden kolayca monte edilir. Sıfır üründür.
 
 
 

AMAROK ŞNORKEL

AMAROK SNORKEL OFFROAD.İST E ÖZEL 599 TL

VW AMAROK SNORKEL OFFROAD.İST E ÖZEL . Amarok Şnorkel bağlantı ve montaj için gerekli aparatlar ve delme için gerekli şablon ile birlikte gönderilir. Paket içerisinde bağlantı aparatları eksiksiz olarak gönderilen bu of road ekipman seti off road şnorkel modelleri arasında olup ABS plastik hammadde kullanılarak imal edilmiştir. Volkswagen Amarok Şnorkel aktiftir. Off road kullanımına uygundur.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Derin Su Geçişi, Alınması Gereken Tedbirler ve Riskleri Nelerdir ?

Off-road Temel Teknik BilgilerSevgili off-road ve doğa tutkunu arkadaşlar, Off-r

[ad_1]

Off-road Temel Teknik Bilgiler
Sevgili off-road ve doğa tutkunu arkadaşlar, Off-road Temel Teknik Bilgiler yazı dizimizin bir paylaşımı ile daha birlikteyiz. Vereceğim bilgiler; konsantre, teknik temele dayalı, yaşanmış tecrübeleri içeren ve bazıları off-road literatüründe ilk kez isim bulacak detayları içeren paylaşımlardır. Okuyuculara fayda sağlaması dileği ile.
Bu günkü konumuz Derin Su Geçişi, Alınması Gereken Tedbirler ve Riskleri Nelerdir ?” :
Su geçişi offroad araç sahiplerinin çok hevesle yaklaştıkları bir aktivitedir. Hatta bu heves bazen kara taşıtı olan arazi araçlarımıza amfibi araç muamelesi yapmamıza bile neden olabilmektedir.
Arkadaşlar su geçişlerinde çok dikkatli olun. İnernet videoları, su geçişi konusunda insanın iştahını çok kabartıyor. Ne yaptığınızı her yönüyle biliyorsanız sorun yok. Ne yaptığınızı bilmeden suya giriyorsanız durum çok vahim sonuçlar doğurabilir.
Su geçişinde temel 5 problemden bahsedeceğim.
1.) Motorun su alması :
Bu durum genelde araçta şnorkel yok ise sorun olabilecektir gibi düşünülse de durum tam anlamıyla böyle değildir.. Şnorkel var diye de çok rahat olmayın. Benim tahminim offroad araçlarından motorun su alması sebebiyle arıza yaşanma durumu, şnorkelli araçlarda, şnorkelsiz araçlardan çok daha fazladır. Bunun nedeni de, şnorkelin mevcudiyetinin verdiği güven ve tedbirsizliktir diyebiliriz. Şnorkelimiz olmasına rağmen yaşayabileceğimiz olası problemleri kabaca sırlayacak olur isek ;
– Ehil biri tarafından, doğru ekipman ile montaj yapılmadı ise şnorkele rağmen risk vardır.
– Sadece görsel aksesuar olarak kullanılan şnorkel takılmış bir aracın yeni sahibi durumun farkında değil ise aslında şnorkel yok demektir.
– Başlangıçta sağlıklı hizmet veriyor olmasına rağmen, geçen yıllar içinde birleşim yerlerinden ve contalardan su alacak hale gelmiş olabilir.
– Arazi kullanımı sırasında, dal çarpması gibi olaylar ile şnorkelde delik veya yarıklar oluşmuş ama fark edilmemiş olabilir.
– Güneş altında geçen uzun yıllardan sonra, UV etkisi ile şnorkelin plastik malzemesi gevrekleşmiş ve mukavemet kaybetmiş olabilir, offroad yol şartlarında da ekstra bir etkiye ihtiyaç duymaksızın sarsıntıdan kırılmış veya çatlamış olabilir.
Motorun su alması ile ilgili, bunların dışındaki bazı riskler de şöyle sıralanabilir.
– Biz hep aracın hava emişinden su alması ile ilgili endişelerimizi dile getirdik. Araç stop eder ise, egzoz sisteminden de motor geri su alabilecektir.
– Su içinde artan hız ile birlikte, dalga hareketi nedeniyle suyun yüksekliği, durağan vaziyette olduğundan daha fazla olacaktır. Yani, hava filtresine su gelmez dediğinizde, dalga hareketi ile yükselen su nedeniyle maalesef su hava filtresine gelebilecektir.
Videoda yükselen suyu görebilirsiniz.
– Ayrıca kapalı bir muhafaza içinde yer almayan performans tarzı açık hava filtreleri bu konuda daha hafif şartlarda dahi problem yaşanmasına neden olabilir. Kapalı muhafaza içinde bulunan ve endirek yollarla hava emişi sağlayan hava filtreleri su sıçramalarından etkilenmez. Ancak performans tarzı açıkta bulunan muhafaza kutusuz hava filtreleri aracın hareketi ile sıçrayan sudan etkilenebilecektir.
Motorun su almasının neden olduğu hasara çok değinmeyeceğim. Bu konunun uzmanı olan arkadaşların bilgi vereceğini tahmin ediyorum. Çok can sıkıcı olacağını söyleyeyim sadece. Hatta bir örnek de vereyim, denize düşen kıçtan takma deniz motorlar dahi, uygun şekilde müdahale edilmez ise kullanılamaz duruma gelmektedir. Denizde kullanılmak için tasarlanan bir ekipman dahi bu kadar olumsuz etkilenebiliyor ise, kara taşıtlarının motorları için kesinlikle daha titiz olmalıyız.
2.) Elektronik devreler, elektrik tesisatı ve elektrikli donanımlar ile ilgili problemler:
Özellikle eski kuşak araçlarda elektronik hemen hemen 0 seviyesinde. Ekteki fotoğraflarda yer alan Defender buna güzel bir örnek. 12 V DC de tatlı suda çok sıkıntı yaratmayacaktır. Ancak tuzlu su için durum böyle değil. Tuzlu su aracı çürüttüğü gibi elektrik iletimini de sağladığı için, eski kuşak araçlarda bile problem yaratabilir.
Mümkünse tuzlu sudan uzak durun. 1 Karışından bile.
Yeni kuşak araçlarda ise elektronik devreler özel olarak yalıtılmadıysa mutlaka problem yaratacaktır. Problem bununla da sınırlı kalmayabilecektir. Araç içine su girmesi durumunda, özellikle koltuk altlarına sonradan koyulan, anfi ve kompakt subwoofer lar ile araç kapılarında bulunan hoparlörler sudan etkilenebilecektir.
3.) Yüzme problemi :
Su geçişinde gözden kaçan ve en büyük tehlikeyi yaratan durumdur. Geçiş, su birikintisinde ise sıkıntı daha az, akarsu geçişi ise yüzme problemi ölümcül sonuçlar doğurabilir. Araç kontrolden çıkıp sürüklenebilir hatta su içinde tepetaklak olabilir. Bknz. Resim 2. Konvoy geçiş uygulamaları ve alınabilecek tedbirler başlı başına ayrı bir konu.
`
Özellikle kapı fitilleri ve araç tabanı iyi izole edilmiş yeni kuşak araçlar daha erken yüzme eğiliminde olacaktır. Aracın kabin dediğimiz kısmı ~ 1.70×3.25 m ebatlarında ise, 1.7*3.25~5.5 m2 yapar. Yani, kabinin ~35 cm lik kısmı suda kalırsa, Arşimet prensibi gereği suyun uygulayacağı kaldırma kuvveti 5.5*0.35~2 ton dur. Bu hacme su altında kalan lastik gibi diğer ekipmanların hacimlerini de eklersek, aslında kaldırma kuvvetinin yukarda hesap ettiğimizden daha fazla olduğunu görürüz. Yani kabininin 35 cm ‘i suda kalan 2 tonluk bir araç yüzer. Yüzen araç da yola tutunamaz. Yanlış anlaşılmasın, bu yükseklik suyun yüksekliği değildir, kabinin su içinde kalan kısmının yüksekliğidir. Kupası Yüksek araçlarda 1 m su derinliğinde bile yüzme olmayabilir. Yani aracın kupası yerden 50 cm yüksekte ise 50+35 ~ 85 cm derinliğe kadar yüzmeden yoluna devam etmesi beklenir. Beklenir ama, yüzmese bile yoluna devam etmesi her zaman da mümkün olamaz. Kaldırma kuvveti, aracı yerden kesecek mertebeye ulaşmasa bile, aracın yol tutuşunu zayıflatıp yol almasına engel olabilir.
Derin suda ilerlemenin temel kuralı aracın batmasını sağlamaktır. Bknz resim 1.
`
Bunun için mümkün ise kapıları açıp aracın içine su girmesini sağlamak lazım. Aracın içine su almaz iseniz yüzersiniz. Tabi aracın içine bu şekilde kapıları açarak su almanın beraberinde getireceği tüm problemleri de göğüslemeye hazır olmak lazım.
4.) Su altında tehlike yaratabilecek nesneler ve oluşumlar:
Su altında görülmeyen iri taş veya kayaların, geçiş sırasında fark edilemediği için araca zarar vermesi söz konusu olabilecektir. Hatta aracı yutacak çukurlar bile olabilecektir.
5.) Diferansiyel, şanzıman ve arazi şanzımanı su alması :
Her üç ekipmanın yağ haznesi de atmosferiktir, yani tam kapalı hava-su sızdırmaz haznelere sahip değillerdir.
Bazen yükselen suyun hidrostatik basıncı nedeniyle, bazen de ısınmış olan ekipmanın suda aniden soğuması ile ortaya çıkan hacim düşüşünün yarattığı emiş etkisi ile bu ekipmanlara su girişi olabilir.
Hepsinde havalandırma delikleri vardır. Havalandırma delikleri uzatma hortumları ile kaput içinde olabildiğince yüksek bir noktaya taşınmamış ve hortumların ucu suyun girişini önleyecek özel ekipman ile donatılmamış ise içeri su girişi olabilecektir. ARB diferansiyel havalandırma kiti ( ARB differential breather kit ) bu amaç ile kullanabileceğimiz doğru ekipmandır. Bknz. Resim 3.
`
Diferansiyelde ilaveten aks keçeleri üzerinden dış ortam ile temas sınırlanmaya çalışılır. Normalde su geçişine müsaade etmeyecek olan keçeler, havalandırma boruları tıkalı ise ani soğuma ve hacim azalması ile ortaya çıkan emiş neticesinde içeri su alabilir.
Bazen kapaklarında klingrit mantar conta da kullanılmış olabilir. Kapağın contasının altı yağa temas halinde olduğu için sızdırmaz kalsa olsa bile üstü kuru kaldığı için su sızdırabilir. Sudan geçin ama suda yıllanmayın.
Sonuç ve Öneriler :
– Offroad araçlarınızı, amfibi araç olmadığının bilinci ile kullanın. Suda kullanmak için su araçlarından edinmeyi tercih edin. Bknz. Resim 4.
`

– Şnorkelinizden %100 emin değilseniz şnorkel gerektirecek derinlikte suya girmeyin. Safari şnorkel aracınız için iyi bir seçenektir. Bknz. Resim 5.

– Bazı kaynaklarda güvenli geçiş için referans olarak dikkate alınan su yüksekliği araç lastik yüksekliğidir. Bunun genel bir öneri olduğunu bilerek; motora su alma açısından hava filtresi kutusunun hava girişinin yerden yüksekliğinin %60 ‘ı yüksekliğindeki suyun, aracın yüzmemesi ve yol tutabilir durumda kalması açısında ise, aracın kabin tabanından 20 cm ‘i aşmayan yüksekliklerde suyun nispeten daha güvenli geçiş için uygun olacağını bilmekte fayda var. Su geçişi yapmadan önce aracınızın bu ölçüleri ile ilgili mutlaka bilgi sahibi olun. Bu limitlerden daha derin suya şnorkelsiz girmeyin.
– Şnorkel hava girişi 180 cm hatta 200 cm yükseklikte, ancak araç 40+35=75 cm‘ de yüzüyor ise, araç içine su almak istemediğimiz bir araca boşuna şnorkel takıyor olabilirsiniz. Sudan geçerken ön camın tamamını su içinde görmeniz, su seviyesinin aracın tavanı seviyesinde olduğunu göstermez. Su tavan seviyesinde olsa araç zaten yüzer, nerden nereye geçeceksiniz? Sıçrayan sudur bu, sıçrayan su kaput altında endirek yolla hava alan hava filtresinden içeri kolayca giremez.
– Aracın yüzmeden yürüyebildiği, hava filtresi hava emişi yeterince yüksek olan bir aracın sudan etkilenmesi için, araç önünde yükselen su bloğunun hava girişi seviyesinde uzun süreli olarak bulunması gerekir. Bunun şartları da bellidir. Belli hız seviyelerinde ve uzun parkur geçişi yapıyorsanız bu durum olabilecektir. Şnorkeliniz yoksa, su çok yüksek olmasa ve parkur her hızda geçişe müsaade etse bile, hızınızı suyu önünüzde blok olarak yükseltmeyecek seviyede tutmaya çalışın. Doğru hızı ancak tecrübe ederek tespit edebilirsiniz.
– Su geçişi sırasında mahsur kalır iseniz, diğer araçların sizi kurtarması için araca bağlanması gereken strap benzeri ekipmanları suya girmeden önce aracınıza takmış ve dolanmaları önleyecek şekilde yerleştirmiş olun. Bu tedbiri hem önde hem arkada alın.
– Bazı kaynaklarda, yürüyerek geçemediğiniz sudan araç ile de geçemeyeceğiniz yönünde bilgilere rastlayabilirsiniz. Bu genel kabul görmüş bir kuraldır, ancak çelişkili bir bilgidir. 165 cm boyunda 65 kg ağırlığında, 35” lastikli 4.5” yükseltmeli bir Jeep Wrangler Rubicon sürücüsünün vereceği karar ile, 190 cm boyunda 120 kg ağırlığında, 27 “ lastikli yükseltmesiz bir Lada Niva kullanıcısının geçiş konusunda vereceği karar ne kadar tutarlı olabilir?
– Yüzme ihtimali açık bir şekilde görülen, özellikle akarsu geçişinde, suya giren aracı uzun bir halat ile mutlaka karada başka araçlara bağlayın ve geçişe öyle başlayın.
– Diferansiyelin, ani soğuma nedeniyle azalan iç hacminin yaratacağı, aks keçelerinden içeri su emme eğilimini kontrol altında tutabilmek için, suya girmeden önce biraz soğumasına müsaade edin.
– Benzinli motorların ateşleme sistemi suya karşı hassasiyet gösterebilir, gerekirse hassas bölgelere geçiş öncesi su itici sprey uygulayın.
– Konu ile ilgili internet üzerinde yapacağınız araştırmalarda, radyatör fanı ile ilgili de ciddi uyarılara rastlayacaksınız. Fan tipine bağlı olarak fan kayışının çıkarılması yönünde uyarılar var. Bu konu yorum yapabileceğim, ancak tecrübe etmediğim bir konu. Genel endişe, normalde havada serbest olarak dönen fan kanatlarının su içinde dönmeye başlayınca deforme olup, ileri geri hareket ederek radyatöre fiziksel hasar verebileceği yönünde.
Özellikle eski kuşak araçlarda yaşanma ihtimali olan bir problem olabilir. Ancak daha makul güncel model araçlarda bunun çok problem olacağını düşünmüyorum. Ayrıca kayışsız, elektrik motorlu fanlı araçlarda zaten kayış falan da sökemezsiniz, belki elektrik fişi sökülebilir.
– Geçiş güzergahını gözle olabildiğince kontrol edin, mümkünse yürüyerek de etüt edin.
– Uzun yokuş aşağı sürekli frenle inilen bir parkurun hemen ardından disklerinizi soğutmadan suya girmeyin. Ani soğuma disklerin deformasyonuna neden olabilecektir.
– Geçiş öncesi aracın her türlü mekanik imkanını devreye alın, hiçbir şeyi yarı yolda yapmaya çalışmayın. Genel kabul görmüş doğru geçiş, düşük devirde aracı sudan geçirmek şeklindedir.
– Su geçişini tamamladıktan sonra, veya en azınızdan geziniz tamamlandıktan sonra, diferansiyelinizin alt tapasından bir parça yağ boşaltın, eğer su geliyor ise ivedi diferansiyel yağınızı iç temizliğini de yaparak değiştirin.
– Su geçişinde aracınızın motorunu kesinlikle stop ettirmeyin, ettiyse ivedi çalıştırın. Egzozdan geri su girişi olabilir.
– Manuel vites araçlarda geçiş sırasında vites değiştirmeyin.
– Vinciniz ip68 standartlarında değil ise, vincin montajlandığı seviyenin üzerinde sulardan uzun süreli geçişler yapmayın.
– Elektronik devrelerden ve anfi vs elektronik cihazlardan arındırılmış bir aracınız yoksa derin suya girmeyin.
– Derin ve özellikle akarsu geçişinde emniyet kemeriniz takmamanız daha doğru olabilecektir.
– Suyun yaratacağı motor arızasının canınızı yakmayacağı bir aracınız yoksa derin suya girmeyin. Ben kişisel tercihimi belirteyim, gereksiz cesaret kazanmamak için aracıma şnorkel taktırmadım, taktırmayacağım da.
– Suya atılan taş gibi batmayan, içine hemen su alan bir aracınız yoksa derin suya girmeyin.
– Tuzlu suya asla girmeyin. Bırakın derinine 1 karışından bile geçmeyin.
– Akarsuda cengaverlik asla yapmayın. Kural ve yöntemleri bilmiyorsanız ya da yeterli tecrübeniz yoksa maceraya tek başınıza atılmayın, yanınızda ne yapacağını bilen biri mutlaka olsun.
– Suyun içinde kalırım diye hızlı geçmeniz gerekiyorsa şnorkelsiz suya girmeyin.
– Kapalı muhafaza içinde olmayan, açık performans filtrelerini offroad araçlarında çok tercih etmemeye çalışalım. Mutlaka kullanacak isek, bu araçların caddede kullanılmadığının farkında olalım ve hava filtresini sıçrayan sulardan veya kısa süreli yükselen sulardan fiziksel olarak koruyan bir muhafaza içine alalım.
Ekte paylaşılan ;
Resim 1 ‘de görülen araç, suyun içine taş gibi batan bir araç olduğu için geçişte yüzme ve yol tutmama gibi bir problem yaşamamıştır.
Resim 2 ‘de su altında silueti görülen nesne bir araçtır. Fotoğraf sevgili arkadaşımız Taner Eraslan ‘ın arşivindendir. Bir akarsu geçişinde yüzme eğilimi nedeniyle kontrol edilemeyen aracın son durumu fotoğraftadır. Fotoğraf çekildiğinde arkadaşlarımız halen aracın içindedir.
Resim 3 ‘de 4 adet ‘e kadar bağlantı yapılabilen bir havalandırma kiti görülmektedir.
Resim 4 ‘de eğer suyu çok seviyor isek yapmamız gerek doğru iş ile ilgili güzel bir örnektir.
Resim 5 ‘de kalitesine güvenebileceğimiz bir şnorkel görmekteyiz.
Aşağıdaki fotoğraflarda gerçekleşen kısa geçişte, öndeki araçta şnorkel var, çekim yapan araçta ise şnorkel olmamasına rağmen hava filtresi sadece suyun dalga olarak yükselmesinden gelen etkiyi tölere edebilmiş durumda.
`
Saygılar, Sevgiler
09/03/2020

[ad_2]

[pt_view id=”3af118445s”]

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Off-Road Araç Seçimi Yaparken Nelere Dikkat Etmeliyiz ?

İlk konumuz ; araziye çıkacağım, 4×4 araç seçimi yaparken dikkat etmeliyim ?

Off road araç seçimi için majör faktör bence kişisel beğenidir. Arazici 4×4 aracına aşıktır. Zaten arazicinin gözü bu aşktan kör olmasa, böyle bir off road araç çeşitliliği olmaz. Herkes, “bu işin doğrusu budur” der ve bir tek arazi aracı üzerinde mutabık kalınıp sadece o araba kullanılırdı.

Şimdi gelelim arazide başarılı bir sürüşü etkileyen faktörlere. Bu faktörlerin her biri başlı başına incelenmesi gereken konulardır. Nitekim devam eden süreç içerisinde hepsine ayrıntılı şekilde değineceğim. Burada sadece ana başlık olarak değinip, biraz da kişisel tercihlerim ile genel görüşler bildireceğim.

– 4×4 Çekiş sistemi :

Araç mutlaka 4×4 olsun. Bazen 4×2 çift kabinler ile araziye çıkma hevesi olabiliyor. Toprak yol sürüşlerinde yerden yetirence yüksek 4×2 çift kabinler hizmet verebilirken, daha fazlasını beklememek lazım.

Bir diğer soru da 4×4 mü AWD ‘mi ?

Aralarında teknik farklılıklardan ziyade, ben ikisi arasındaki felsefik farklılığa ilerde daha uzun bir yazıda değineceğim. Arazi kullanıcılarının genelde 4×4 araçlara eğilimi olmakla birlikte, AWD araçların araç fiziksel kapasiteleri dahilinde birçok 4×4 ‘den daha başarılı olduğuna, iştirak ettiğim gezilerde bilfiil tanık oldum. Ama yine de off-road yapacaksak tercihimiz 4×4 yönünde olmalıdır.

Arazi Şanzımanı (transfer case)

Arazi aracı, 4×4 olmanın yanında mutlaka arazi şanzımanı kilitli (Orta kilit) hizmet verebilmelidir. Orta kilit olmaz ise arazi maçına 2-0 yenik başlıyorsunuz demektir. Çok nadir de olsa bazı araçlarda orta kilit bulunmayabilmektedir.

Off Road Araçta Arazi şanzımanı Seçimininde nelere dikkat etmeliyiz ?

Mutlaka Low olarak bildiğimiz düşük devir seçeneği olsun. Birçok arazi şanzımanında 4H (yüksek devir 4 çeker) modunda orta kilidi aktive edilemez. Orta kilidi aktive edebilmek için 4L (düşük devir 4 çeker) moduna geçmeniz gerekir. 4L ‘de gaza ne kadar basarsanız basın, aracın 4H ‘da olduğu kadar atik olmamasından, bazı parkurlarda daha meşakkatli geçişler veya başarısız sürüşler olabilecektir. Maalesef çok az araç 4H ‘da orta kilit opsiyonu sunmaktadır.

Tekrar ediyorum off road araç seçimi yaparken orta kilidi olmayan araçları düşünmeyin.

Diferansiyel kilitleri :
Diferansiyel kilitleri mutlaka olsun diyemeyeceğim. Çünkü ön arka kilitlerin her ikisine sahip araç seçeneği fazla yok. Bu olsun dersek 4×4 araç seçimi için seçenekleri çok sınırlamış oluruz. Ancak olabiliyorsa en azından arka kilidi standart olarak sunan bir araç tercih etmeye çalışın. Veya sonradan kilit uygulaması çok masraflı ve meşakkatli olmadan yapılabilecek bir araç seçmeye çalışın.

4×4 Arazi Araçlarında Off-Road Lastik Seçimi
Off road lastik deyince akla, HT-AT-MT-XT geliyor. Benim değineceğim yönü off road lastiklerin deseninden ziyade ebatı.Off road aracınızın lastiğini ne kadar büyük ise, off road aracınızla engel aşma kabiliyetiniz o kadar fazla olacaktır. Ayrıca solid aks arazi araçlarında off road diferansiyel karpuzunun yerden yüksekliğinin arttırılmasının makul tek yolu büyük MT yada Extreme off road lastik kullanmaktır. Bir diğer yöntem olan portal aks kullanmak, çok pahalı bir çözümdür. Gerek mekanik kısıtlar, gerekse lastiğin bulunduğu bölgedeki fiziksel kısıtlar sebebiyle lastiği makul seviyede büyütmenize imkan vermeyen arazi araçlarını çok tercih etmemeye çalışın. Off road lastiğin büyütülebilmesi için sadece fiziksel olarak çamurluğun içine sığabiliyor olması yeterli değildir. Aracın güç aktarma hattındaki tüm elemanların, büyüyen lastik sebebiyle artan etkileri karşılayabilecek güçte olması gerekmektedir. Büyük off road lastikli 4×4 araçların sık sık aks kesmesi, bu durum göz ardı edilerek lastik büyütmekten kaynaklanan bir durumdur.

Yükseklik :
Adı üstünde arazi aracı. Kupası yerden mümkün olduğunca yüksek olmalı. Orijinalinden yere çok yakın 4×4 araçları tercih etmeyin. Çünkü, arazi araçlarının sınırsız bir yükselme kabiliyeti yoktur.

Açılar :
Yaklaşma – uzaklaşma – karın açısı ne kadar fazla ise farklı koşullarda arazi performansı o kadar iyi olacaktır. Aracın burnu çok uzun ise yaklaşma açısı düşük olacaktır. Bunun örnek olarak Toyota Hilux ‘ü verebiliriz. Bazı arazi araçlarının off road gezilerinde ön tampon bırakmasının sebebi budur. Aracın ön tampon yapısını iyi inceleyin. Aşağılara kadar sarkan plastikler olmasın. Kıçı çok uzun 4×4 araçlarda uzaklaşma açısı çok düşüktür. Çift kabin kamyonetlerin hemen hemen hepsinde bu problem vardır. Bu yüzden sıkı arazici çift kabin sahipleri, aracın kasasını kesip kısaltırlar. Karın açısı, hem kupa yüksekliği hem de dingil mesafesi ile ilgilidir. Kısa şese araçlar bu yönden çok avantajlıdır.

Aks ve süspansiyon sistemi :
Arazi araçlarında genelde solid aks olmakla birlikte, bazılarında IFS (bağımsız ön süspansüyon) da bulunmaktadır. Çift kabinlerin hemen hepsi IFS ‘dir. Engel pozisyonuna bağlı olarak her ikisinin de avantajlı ve dezavantajlı olduğu durumlar vardır. Genel olarak hem yükseltme imkanlarının daha fazla olması, hem de artikülasyon kabiliyetinin daha fazla olması nedeniyle solid aks arazide daha çok tercih edilmektedir. Bu arada trophy truck ların hepsi bağımsız süspansiyondur. Ancak bizim bahsimize konu 4×4 arazi araçları ile aralarında uçurum vardır.

Süspansiyon sistemi içinde tartışılan konulardan biri de yay mı yoksa makaslı sistemler midir? Off road araç seçimi bazen bu konuda tercih yapmanıza imkan vermez. Örneğin çift kabin bir araç tercih edecekseniz, muhtemelen makas dışında seçeneğiniz çok az olacaktır. Ama genel eğilim makaslı off road araçlardan ziyade yay+amortisör sistemleridir. Artikülâsyonun temel enstrümanı olan amortisör sistemlerine sayısal örnekler içeren uzun bir yazımda ayrıca değineceğim.

Artikülasyon kabiliyeti :
Arazide yol alabilmenin temel gereksinimi lastiklerin yola temas etmesidir. Artikülâsyon kabiliyeti az ise araç çok kolay çapraza düşecek, boşta kalan tekerleklerin motorun gücünü emmesini engelleyecek mekanik kilit veya elektronik destekleyici sistemler yoksa ilerleyemezsiniz. Doğal olarak büyük araçlarda bu kabiliyet daha fazla oluyor.

Artikülasyon ‘un yol tutuşa etkisi nedir? Faydalı artikülasyon nedir ?

Dingil mesafesi :
4×4 araç seçimi yaparken dingil mesafesini dikkat etmelisiniz. Uzun veya kısa şasi olmanın kendine has avantaj ve dezavantajları vardır. Ancak genel sürüş güvenliğini her şeyin önünde tuttuğum için ben kısa şasi off road araçlara pek sıcak bakmam. Dik iniş ve çıkışlar da kısa şasi araçlar daha risklidir. Tepe aşarken ise uzun şasi dezavantajlı, kısa şasi araçlar ise çok avantajlıdır.

İz genişliği :
Aynı aks üzerindeki, İki lastik arasındaki mesafe ne kadar fazla ise, aracın yan eğimlerde güvenliği o kadar fazladır. Yani çok dar 4×4 araçlarda biraz daha temkinli olun.

Bagaj Kapasitesi :
Arazicinin eşyası çok olur. Arabanın sabit eşyası yanında, gezi için ilaveten yanınıza aldığınız bir sürü eşya da olacaktır. Kısa şase arazi araçları bu konuda çok dezavantajlıdır. Çift kabinler ise çok avantajlıdır. Ancak bu avantajın bedelini de kötü bir uzaklaşma açısı ile ödemektedirler.

Motor – güç – tork :
Güçlü motor genelde daha iyidir. Ancak aracı düşük devire aldın mı motorun gücünün çok ehemmiyetinin olmaması lazım. Düşük devre alınmış olmasına rağmen arazi aracı yığılıyor ise tercih etmeyin. Yüksek beygir mi, yüksek tork mu sorusunun cevabı web ‘de yüzlerce yerde bulunabilir. Ben özet bilgiyi vereyim, yüksek son hız ve atak bir 4×4 için yüksek beygir gücü, yüksek çekiş gücü için yüksek tork gereklidir. Arazide Rally formatında araç kullanmıyorsanız, beygirden ziyade tork tercihiniz olmalı.

Şanzıman :
Manüel ve otomatik seçenekler arasındadır. Otomatik vites sürüş konforu ve kolaylığı açısından bir adım öndedir. Ancak onun da problemleri vardır. Çok zorlayıcı şartlarda uzun süre kullanılır ise şanzıman yağı aşırı ısınır ve aracı dinlendirmeniz gerekir. Manüel viteste de balataları sıyırabilirsiniz. Bazı şartlarda manüel vites daha kontrollü sürüş imkanı verebilmektedir. Benim kişisel tercihim otomatik vitesten 4×4 arazi araçlarından yanadır.

Akaryakıt sarfiyatı :
Az yakanı makbuldür demeye gerek yok herhalde. Ancak, özellikle arazide az yakan bir 4×4 ‘e bile az yaktırmak mümkün olamayacaktır, ayrıca arzu ettiğimiz gücün de bir bedeli olmalı.

Akaryakıt tipi :
Benim kişisel tercihim, çok da üzerinde düşünülün bir sebepten olmasa da dizelden yanadır. Mazot çok yanıcı olmadığı için daha az tehlikelidir. Benzin ise açıkta kalırsa buharı bile yangına sebep olabilir. Bunun dışında su geçişi dizelde daha kolaydır. Benzinli arazi araçları ise daha ataktır. Genel olarak daha yüksek beygir gücü veren 4×4 araçların benzinli, daha yüksek tork veren araçların dizel olduğunu gözden kaçırmayalım.

Yedek parça tedariki :
Yedek parçası mümkünse ucuz olsun. Ancak, sadece yedek parçası ucuz diye 4×4 seçimi yapılmamalı.
Yedek parçası ucuz ya da pahalı, tedarik edilebilir olmadıktan sonra fiyatının anlamı yok. Yedek parçası tedarik edilebilir bir arazi aracı tercih edin. Düşünün 3 ay yurt dışından gelecek parçayı bekliyorsunuz. O da uyumsuz çıkıyor, bir 3 ay daha bekliyorsunuz. Yılın yarısını araç yatarak geçirir.

Anlayan usta :
Aracınız mekaniği veya elektroniği çok bilinmeyen bir araç ise, herhangi bir problem ortaya çıkana kadar sıkıntı olmaz. Ancak problem yaşamaya başlayıp da onlara çözüm bulamadığınızda arabaya da hayata da lanet edersiniz. Ustalarımızın bilgi ve tecrübesinin yettiği off road araçları tercih etmeye çalışın.

Maliyet ve yaş :
Eski – ucuz – çok arıza veya yeni – pahalı – az arıza seçeneklerinden birini tercih etmeniz gerekecek. Bu bir genelleme tabi ki. Yaşı çok da olsa iyi bakılmış bir arazi aracı sizi üzmeyecektir. 4×4 Araç almadan önce mutlaka o aracın dilinden anlayan birinin ekspertiz hizmetinden faydalanın.

Tecrübe :
Tek 1 arazi aracına kanalize olmuş arkadaşların fikirlerine hürmet edin ama, 4×4 araç çeşitliliği yaşamış arkadaşlarımızın da görüşlerini de dikkate alın.

Bu ana başlıkların hepsi kendi başına çok uzun yazılar yazılabilecek konulardır. İlerleyen günlerde hem bu konular hem başka birçok konu ile ilgili detaylı paylaşımlarım sürecek.

Saygılar, Sevgiler.

02.03.2020 Süleyman Atılgan İletişim: Facebook & Instagram

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Araç Üstü Çadır Kamp Hayatına Yeni Bir Soluk Getiriyor

Modern hayat geliştikçe, insanlar doğada daha fazla zaman geçirmek istemektedir. Günlük hayatlarında bir molaya yer vermek isteyen insanlar, ara ara yaptıkları kamplar ile hayatlarının ileri ki zamanlarına güzel anılar bırakmaktadırlar. İhtiyaç duyulan kamp ekipmanları’ nın başında ise ki çadır geliyor. Son zamanlarda popülerleşen araç üstü çadırlar, sundukları konfor ve pratiklik ile tercih sebebi olmakla beraber kampçı ailelerin tercih ettikleri bir ekipmanlar arasında yer almaktadırlar.

 

Araç Üstü Çadır Modelleri

 

Özellikle daha önce hiç kamp yapmamış kişilerin, uykusuz kalacakları ya da böceklerle karşılaşıp rahatsız olacakları gibi korkuları olabilir. Gece uyurken herhangi bir sürüngenin ya da böceğin çadırın içerisine girmesiyle gerçekten de uykusuz bir gece geçirebilirsiniz. Araç üstü çadır tam da bu noktada birçok insanın içini rahatlatacak bir seçenek sunar. Aracınızın üzerinde, yerden yüksekte konumlanmış olan çadır ile geceleri bu istenmeyen misafirlerden uzak, deliksiz bir uyku geçirebilirler. Ayrıca offroad.ist de yer alan farklı tiplerde ki araç üstü çadır modelleri ile zeminden gelebilecek aşırı soğukluk ya da sıcaklığı da önlenmiş olur.

Zümrüt L200 Arac Üstü Çadır | Off Road Zümrüt Duster Arac Üstü Çadır | Off Road Zümrüt Araç Yan Tente | Off Road

Kampçılık ruhu taşıyan kişilerde vahşi doğa içerisinde olabildiğince yaklaşmasını sağladığından dolayı çok tercih edilen bir olaydır. Doğa ile dış yaşam arasında sadece ince bir bez parçası olmakla beraber bunun içinde insanlar özgürce kamp hayatlarını sürdürmektedirler. Dışarıda meydana gelen her olayın içindesinizdir aslında ve güvenlik denilen o duvarlar incelmiş olacaktır. Bu sebeple hayatı hissetmek ve kendi iç dünyanıza yapılan bir yolculuk gibidir. Doğal bir temizlenme, arınma, durma, yavaşlama, farklı kokuları alma, dengelenme. Yani aslında bu sporun var olma hedefi Doğa’yı daha iyi hissedebileceğin anları arttırmak gayesi taşır. Kamp yapılırken malzemelerin kullanım amaçları kampın en eğlenceli yanlarından biridir. Örneğin; Yanmaz eldivenler, fenerler, ışıklar kampı daha kolaylaştıracak malzemelerdendir. Son zaman zarflarında araç üstü çadırlar keyifli kamp malzemelerinin içerisinde yer almaya başlamıştır.

Çadır araçla ya da bir kısım araç ile yürüyerek gidildikten sonraki yer ev yani çadırınızdır. Yani araç ne kadar iyi ise o aracın gidebileceği mesafe de o kadar ileri ki seviye de olacaktır. Profesyonel anlam da kamp yapan kişiler de belirli bir zaman dilimin de artık kamp malzemelerini koyacak yer olmayacaktır, o yüzdendir araç üstü çadırlar da iyi bir alternatif olacaktır. Öncelikle sıcak bir kampın olmazsa olmazı iyi bir malzemeden önce tabi ki de önce ne yaptığını bilen, ön ısınmasını iyi yapmış, vücudunu iyi takip eden kampçı olabilmesidir. Daha sonra malzemeniz iyi olur ise siz malzemeyi ısıtırsınız. Uyku tulumundan çıkan sıcak hava da çadırın için de kalır ve bu da hem sizin yani çadırın sıcak kalması içindir. Birde çadır içi yerleşimi ısıyı koruyan türde olursa terlemeyi engeller iseniz sabaha kadar hem rahat hem de sıcacık olabilirsiniz. Çadır içinde ısı kaybının sebeplerini şu şekilde sıralayabiliriz; çadırın yanlış olarak tasarlanmış olması, yoğuşma ve hava yatakları olarak sıralayabiliriz. Şimdi bunları tek tek inceleyelim;

 

Tasarım

 

Çadırların tepeleri mutlaka yuvarlak olmalıdır. Yoksa sıcak hava çadır içi akımı ile dönmez ve yukarıda dışa doğru sıkışır. Bu nedenle köşe tavanlı çadırlarda köşeler ısı kaybını arttırır ve bu sayede çadırın sıcaklığı düşmüş olacaktır.

 

Yoğuşma

 

Çadırın içindeki sıcak hava ile çadırın dışında ki soğuk hava ile karşılaştığında çadırın içerisin de yoğunlaşma meydana gelir ve çadırın içinde su tanecikleri oluşabilir. Bunlar ile beraber dışa hava kadar soğuk damlalar oluşur. Kişilerin çadır içinde üşümesini sağlar. Bunu engellemek için iki katmanlı çadırlar yapılmakta olup ve dış katmanlar ile bu çarpışma dengelenmiş olur.

 

Gereksiz Havalı Yataklar ve Sert Zemine Son

 

Kamp çadırlarında kullanılan havalı yataklar içine hava doldurulmuş plastik bir malzemeden üretilen malzemelerdir. Zeminleri yumuşak olmakla beraber içine hava basılmakta olup üzerine iki ya da üç kişi yatabilir. Ayrıca yatak içinde ki hava dış hava ile bağlantılı olduğundan dolayı çadırın içerisi bir türlü ısınamamaktadır. Ancak toprak üstünde uyuduğunuzda bu ısı kaybı bu şekilde olmaz ve hatta toprak kişilere ısı vermektedir. Ayrıca çadır altında kalan bitkiler ısı üretmektedir.

Araç üstü çadırlar köşeli tasarımları var ise ısıyı çok iyi tutmazlar. Isıyı çok iyi tutsalar bile araç dan meydana gelebilecek soğuğu çadırın rüzgar oluşan kısmı ısıyı alıp uçurabilir. Zemini sert olduğundan dolayı şişme yatak olur ise durum daha kötü olabilir. Araç üstü çadırlar için kullanılacak malzemeler diğerlerinden biraz daha farklı olacaktır. Katmanlı olarak üretilmemektedir. Yalıtıma bu çadırlar da daha fazla önem verilir. Eğer önem verilmez ise yoğunlaşma daha fazla meydana gelir. Bu çadırlar fermuardan bile ısı kaybedebilirler. Dikişleri Bu yüzden dikişleri delik açmayan iğneler ile yapılmaktadır. Çadırın konulduğu yerde farklı sorunlardan biridir. Özel takozlar yok ise arabalar arazi koşullarına göre dengelemek çok zor olacaktır, çünkü takozlar bu dengeyi sağlarlar. Genellikle kamp alanları meralar olduğundan dolayı arabalar belirli bölgelerde bırakıldıktan sonra birkaç metre yürüyebilirler. Bazı insanlar meraların ortasına arabalarını çektiklerinde doğaya çok büyük zarar verirler. Diğer bir etken ise araçlardan yayılan asbest ve yağ gazlarıdır. Araçlar durdukları yerde bu gazları yayacaklarından dolayı araç üzerine kurulmuş çadırlardan bütün gece solunmuş olur. Bu da sağlık açısından çok tehlikeli olup ileri ki dönemlerde kansere sebebiyet verebilmektedirler. Diğer bir kamp alanındaki sorunlardan diğeri vahşi hayvan korkusu sayılabilmektedir. Örneğin ayılar kamp alanlarına kendi istekleri için yaklaşmazlar, çünkü bu onlar için tehlikeli olacaktır. Sansar ve tilki gibi hayvanlar ise kamp alanına hırsızlık yapmak için gelirler ve kampçıların poşetlerine saldırabilirler.

 

Araç Üstü Çadır Nasıl Kurulur ?

 

Gereksiz çadır direkleri ile uğraşmadan kamp yapma fikri kulağa mükemmel gelebilir. Özellikle 4×4 araçlarda bulunan ve aracın tavan üstünde yer alan barlara monte edilen bu çadırlar, kurulumu ve toplanması çok fazla zorluk sağlamamaktadır. Birkaç dakika içinde kurabileceğiniz geniş ve ferah yaşam alanınızı, kamp tatiliniz bittikten sonra yine birkaç dakika içinde toplayıp geri dönülebilir. Böylelikle, kamp keyfini daha uzun süre yaşayabilir, yürüyüş yapmak, yıldızları seyretmek ya da balık tutmak, ateş yakmak gibi aktiviteler için daha fazla zaman kazanılmış olacaktır. Ayrıca toplanma zamanı geldiğinde, uyku tulumlarını çadırın içerisinde bırakarak hızlıca yola çıkabilir, eve hiç yorulmadan dönülebilir ve bu sayede daha uzun zaman doğa ile baş başa zaman geçirilmiş olacaktır. Offroad.ist de yer alan araç üstü çadır ilanları içerisinde kurulum kapama yağmur testi gibi videolar mevcuttur.

Her kamp alanının koşulları aynı değildir. Kamp yapmak istediğiniz alanda park edecek düzlükte bir yer olmadığını görebilirsiniz. Bu durumu atlatmanın en kolay yolu lastiklerden birini ya da ikisini bir kayaya veya bir tahta parçasının üzerine çıkartıp park( el ) frenini çekmektir.

 

Araç Üzeri Çadır Fiyatları

 

Araç üstü çadır fiyatları özelliklerine göre çok farklılık gösterebilir. Eğer klasik çadırınıza daha değişik bir alternatif arıyorsanız ya da ilk kez kamp deneyiminiz olacak ise kamp hayatınızı daha kaliteli ve rahat hale getirmek için araç üstü çadır modellerine göz atıp fiyatları karşılaştırarak en uygun modeli hemen seçebilirsiniz. Bu çadırlar offroad.ist de yer alan kamp malzemeleri satan dükkanlar da bulunabilir. Fiyatları çok farklılık gösterebilir. Her bütçeye uygun olacak şekilde çadırlar bulunur. Çadırların fiyatları belirlenirken kullanılan malzemelerin kalitesi, çeşidi, boyutu fiyatını belirleyebilir. Ayrıca bazı araç üzeri çadır fiyatları karavan fiyatları ile yarışabilmektedir. Yalnız her bütçeye uygun olacak şekilde çadırlar bulunmaktadır. Offroad.ist de yer alan tüm araç üzeri çadır ürünlerini 14 gün koşulsuz iade ve kredi kartına taksit imkanı ile sipariş verebilirsiniz.

 

Araç Üstü Çadırlar

 

Araç üstü çadır modelleri iki çeşide ayrılır. Bunlar; Fiber çadır ve klasik çadırdır. Çadır kumaşları genellikle 4 mevsim kumaşlar değil de daha kalın olan kumaşlardır. Fiber çadırlar ise aracın tavanına monte edilir ve açılır kapanır şekilde olup genellikle dikdörtgen görünümlü olan çadırlardır. Fiber çadırlar genellikle yurtdışında daha çok tercih edilmekte olup tercih sebebi ise kullanım kolaylığından kaynaklanır. Ülkemiz de ise genellikle klasik çadırlar daha çok tercih edilmekte olup bu çadırlar kapandıklarında bir branda ile üstleri kapatılmaktadır. Ayrıca fiyat olarak fiber çadırlara göre daha ekonomik olmakla beraber, piyasada daha çok bulunmasından kaynaklıdır. Fakat bu çadırların kurulumu fiber çadırlara göre daha zahmetlidir. Türkiye’ de fiber çadır üreticileri bulunmaktadır. Klasik çadır sistemleri araç tavan sepeti üzerine kurulabilen ve açılabilen kullanım sonrasında ise toplanıp bir branda yardımı muhafaza edilen çadırlardır. Tabanları genellikle alüminyum, fiber ve su kontrplağı şeklinde olmaktadır. Çadır kumaşları 4 mevsim çadır kumaşlarından daha kalın olmakla beraber su geçirmezliğine sahiptir. Bu çadırlar araç tavan sepetine bağlı olacaklarından dolayı bu çadırlar rüzgara karşı yeteri kadar destekli olmalıdır. Çadırı içeriden ayakta tutan malzeme genellikle alüminyum malzemeden oluşmaktadır.

Birde özel yapım çadırlar da bulunmaktadır. Bu çadırlar aracımız çadırı tavana monte edecek bir şekilde üretilmemişse yani alan yok ise bu özel yapım çadırlar kullanılır.

Uygun Çadır Nasıl Seçilmelidir?

 

Çadırı seçerken belirlenecek ilk kriter çadırın bütçesidir. Araç üzerine kullanılacak malzemelerin kalitesine ve boyutlarına göre değişiklik göstermektedir. Klasik çadır fiyatları fiber çadır fiyatlarına göre çok daha geniş bir alana yayılmıştır. Burada belirlenirken en önemli kısas çadırda kalacak kişi sayısıdır. Fiber çadırlar en fazla iki kişi barındırırlar. Çocuklu aileler için fiber çadır çok tercih edilmemektedir. Bunun yerine eğer çocuklu bir aile iseniz family tipi şeklinde olan araç üzeri çadırları yer almaktadır. Böylece fiyat aralığı da artacaktır. Ayrıca çadır için kullanılacak merdivenin mutlaka katlanabilir ve galvanizli olması gereklidir.

 

İyi Bir Araç Üstü Çadırı Özellikleri

 

Ayrıca gelişen teknoloji ile de karavanların yerini araç üstü çadırlar almaktadır. Ekonomik olarak düşünüldüğün de ise kişilerin ikinci bir araca sahip olmasından kaynaklı maliye açısından kurtulmak üzere tercih sebebi sayılmaktadır. Bu maliyeti karşılayabilecek olanlar için ise dağda veya deniz kenarın da veya yaylalarda kamp yapmak için araç üstü çadırlar birebir olabilmektedir. Ayrıca kurulumu çok kısa sürdüğünden dolayı da tercih sebebi olabilmektedir. Çeşitli ek parçalar ile birlikte çadır kışlık hale de gelebilmekte soyunma alanı ve mutfak gibi bölümler de sağlanabilir. Genellikle bu çadırlar geri dönüşümü olan plastik malzemelerden oluşmaktadır. Ayrıca araç üzeri çadır yerden yüksek oldukları için çeşitli hayvanlardan yılan, böcek gibi canlılardan uzak tutmaktadır. Kampta kullanılacak malzemeler için yer ihtiyacı olacaktır. Bunlar; baltalar, çantalar, el aletleri gibidir. Çadır aracın üst tarafına monte edileceğinden dolayı çok daha fazla alanınız olacaktır. Araç üstü çadırların üretimin de kullanılan malzemeler çok daha dayanıklıdır. Fırtınalara, yağmura, rüzgara ve ağır hava şartlarına karşı daha dayanıklı malzemelerden yapılmıştır. Seyahatlerde veya kamp etkinliklerinde bir çadır seçerken dikkat edilecek en önemli husus ihtiyacınız doğrultusunda olmasıdır. Yani kaç kişi kalacağı, nerede konaklanacağı, hangi mevsimde konaklama olacağı önemli konulardandır ve seçim yaparken bu hususlar dikkate alınmalıdır. Çadır satın alınacak ise eğer hiçbir deneyiminiz yok ise ise o zaman bu konu hakkında bilgisi olan kişilerden çeşitli bilgiler edinmektir. Sulak yerlerde yüksek olduğundan kaynaklı yerdeki oluşabilecek nemi çadırın içine almamaktadır. Herhangi bir kamp alanına çok rahat bir şekilde giriş yapılabilir yani sadece park ücreti ödenerek kamp yapılabilir. Yere kurulmadığından dolayı manzaranın keyfi çok daha rahat bir şekilde görülebilir.

 

Çadır Güvenliği Nasıl olmalıdır?

 

Yapılacak olan tüm aktiviteler için mutlaka güvenlik önlemlerinin alınmış olması gerekir. Yani işi şansa bırakmadan öncelikle can güvenliği için sıkı önlemler alınması gerekir. Öncelikle güvenli bir alan mutlaka seçilmelidir. Konakladığımız yerde araç üstü çadırlarına yakın ateş ve patlayıcı malzemelerden uzak tutulmalıdır. Çadırın içerisin de asla sigara içilmemelidir. Kütlesel olarak kayalık alanlardan, taş kopmaları olabilecek yerlerden uzak alanlara çadır kurulmalıdır. Doğada vahşi ve yırtıcı yaban hayvanlarının olduğu düşünülerek akarsu, dere, baraj ve diğer su kaynaklarından uzak yerlere ve asla ormanın içine kamp çadırı kurulmamalıdır. Ayrıca sıcak yaz ayların da ise yakıcı güneş ışınlarından korunmak için gölgelik alanlar tercih edilmelidir.

 

Çadırın Toplanması Ve Temizliği

 

Çadırın kurulması ne kadar önemli ise toplanması da bir o kadar önem gösterir. Peki kamp çadırı toplarken nelere dikkat edilmelidir? Çadırı toplarken çadırın beraberindeki diğer parçalarını mutlaka eksiksiz bir şekilde toplamamız gerekir. Ayrıca çadırın iç yüzeyini temizlemek için çadır ters çevrilerek içindeki yabancı malzemelerin boşaltılması gerekir ve belirli bir süre beklenerek çadırın içinin havalanması sağlanır. Çadırı topladıktan sonra çıkan parçalar mutlaka düzgün bir şekilde kaldırılmalı ve bir sonraki yapılacak olan kamp için herhangi bir zorluk oluşmamalıdır.

 

Not 1

 

Genellikle iki yetişkinin rahatlıkla kalabileceği bazen bebekle de idare edilebilir fakat çocukla bu çadırlarda kalmak çok zor olmaktadır. Kurması bu çadırları genellikle en fazla birkaç dakika sürmekte olup kapatması ise biraz daha uzun sürebilmektedir, fakat birkaç kez kullanıldıktan sonra bu süre zarfı azalacaktır. Yağmurdan koruyan kılıfları olabilmektedir. Bir merdiven yardımı ile çadıra çıkılmakta olup bazı çadırlarda merdiven sabit olmakta bazıların da ise portatif olabilmektedir. Çadırlar yağmurlu havalarda kullanılır fakat koruyucusunun takılması gereklidir. Bazı çadırlarda sineklik de olabilir ve çeşitli tarafların da pencereleri olabilir. Çadırların için de genellikle uyku tulumları kullanılmaktadır. Hepsinde olmamakla beraber bazılarında soyunma odaları bulunabilir.

Arabanın gidebildiği her alana araç üzeri çadırlarda gidebilirler ve bu sayede yolculuk çok daha keyifli bir hal alacaktır.

 

Araç üstü çadır doğaya küçük bir kaçamak olmakla beraber insanların kentin zorlu yaşamından biraz da olsa kurtulabilmesi için ve aynı zaman da konforundan da vazgeçmeyerek en üst düzeyde doğa ile zaman geçirebilmektir. Montajları içinde aracın üzerinde özel bir tavan sisteminin bulunması gerektiğidir. Çünkü bu çadırlar direk tavana değil özel bir aparat ile kurulmaktadırlar. Konfordan vazgeçmeden doğayı keşfetmektir. Bu ürünler yerli ve yabancı firmalar tarafından üretilmektedir. Ülkemizde de çok sayıda bu şekilde üretim yapan firma sayısı artmıştır. Ayrıca yeni bir sektörün gelişimine de katkı sağlanmış olur.

 

Araç Üstü Çadırın Diğer Çadırlara Göre Dezavantajları

 

Çok rüzgarlı havalarda yukarıda olduğunuz için çadır paraşüt gibi olabilmektedir. Araç ile ilerlerken belirli bir hızdan sonra çadırda çok ses olabilmektedir. Yağmurlukları olmasına rağmen eğer bir taraftan ıslanır ise eğer kurutulmaz ise sonrasında koku yapabilmektedir. Aracın hareket edebilmesi için mutlaka çadırın toplanması gerekmektedir. Ayrıca bazı bölgelere araç ile girilemeyeceğinden aracın ulaşabileceği alana kadar gidilmekte ve orada çadır kurulmaktadır. Araç üstü çadırlar aracın tavanına değil tavan çıtalarına monte edilmektedir. Bu tavan çıtaları arabanın iskeletine monte edildiği için hiçbir şekilde araca zarar vermemektedir. Yani yükü tavan taşımamaktadır.Normal çadırlara göre daha pahalıdır.

 

Araç Üstü Çadır Kurarken Yanımızda Bulundurmamız Gereken Malzemeler

 

Çadırımız, uyku tulumu, yastık, mat ve kamp yatağı, kamp mutfağı malzemeleri, kıyafet, ilk yardım çantası( yara bandı, oksijenli su, elastik bandaj, kelebek sargı bandı, üçgen sargı bezi, kulak pamuğu ve pamuk, makas, cımbız, çengelli iğne ve temel ilk yardım kitabı) Ayrıca yanımıza ağrı kesici, kabız ve ishal ilacı, düşük kortizon oranlı krem, antibiyotikli krem, burun spreyi, kişisel ilaçlar, mide bulantısı giderici ilaçlar alınmalıdır. En önemli hususlardan biri de temel ilk yardım konularından biri olan kalp masajını çok iyi bir şekilde öğrenmek gerekmektedir. İkinci bir diğer husus ise herhangi bir alerjik reaksiyonda yapılabilecek ilk yardım tedavisi bilinmelidir.

Ayrıca kamp matları seçilirken dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Bunlar; hafif ve dayanıklı olmaları, daha ucuz olmaları, her alanda kullanılabilmeleri, kolay taşınabilir olmaları, oturma alanı olarak da kullanılmalarına dikkat edilmelidir. İki çeşidi vardır, sünger( askeri) matlar ve şişme matlar

 

Çadır Bizi Nasıl Sıcak Tutar?

 

Kullanılan uyku tulumu ile çıkan hava çadırın içini birkaç derece arttırabilir. Ayrıca çadır içi yerleşimi de çok büyük öneme sahiptir. Çadırı terletmemeye de dikkat etmek gerekir.

 

Not 2

 

Son zamanlarda yaşadığımız salgın hastalıklardan sebebi ile insanlar daha çok doğaya yönelmiş olup klasik çadır, karavan ve araç üzeri çadırlara yönelmişlerdir. Kapalı alanlardan, büyük otellerden uzaklaşıp doğa ile beraber daha çok zaman geçirmektedirler. Bu yüzdendir konaklama için çadırlar ve daha çok konforuna düşkün insanlar için de araç üzeri çadırlar tercih edilmektedir. Bu sayede temiz hava, teknolojiden daha uzak, daha çok sohbetin olduğu, kişilerin dostları, arkadaşları ve aileleri ile daha çok zaman geçirebileceği fırsatlar oluşmaktadır. Yapılabilecek etkinlikler arasında; balık tutmak, ateş yakmak, doğa yürüyüşleri, çeşitli ekinlikler yapmak, doğayı daha iyi keşfetmek gibi etkinlikler yapılmaktadır. Hafta sonu gibi küçük tatil kaçamakları ile beraber artık daha uzun süreli tatillerde de kişiler kamp hayatını tercih etmektedirler. Bu yüzden konaklayacak mekan çok büyük bir öneme sahip olabilmektedir. Araç üstü çadırlar da bunların başında gelmektedir. Kurulum kolaylığı ve hızlılığı sayesinde tercihlerin birinci sırasında yer almaktadır.

 

Not 3

 

Araç üzeri çadırlar ve klasik çadırlar karavana oranla daha fazla tercih edilmektedirler. En önemli nedeni ise karavana göre çok daha ucuz olmalarıdır. Konaklayacak yerde araç üzeri çadırlar sadece aracın olduğu için araç park ücreti alınmakla beraber karavanda ise karavan ücreti çok daha fazla oranda alınmaktadır. Araç da yol kat edilirken yakıt ücreti çok daha az iken karavan da yakıt ücreti çok daha fazla olacaktır. Karavanın bakımı çok daha zor olmakla beraber çadır bakımı çok daha kolay ve çok daha kısa süreli olacaktır. Yalnız araç üzeri çadır da en fazla iki kişi kalabilmekte olup karavan da ise çok daha fazla kişi kalabilmektedir. Bu da çadırın karavana göre dezavantajı olarak sayabiliriz.

Araç üstü çadır tercih ederken kişilerin hafta sonu veya kısa tatil planların da bu çadırlar çok daha fazla tercih edilmektedir. Hem kurulumu çok kolay olup hem de çok kısa sürede kurulum yapılmaktadır. Eskiden çok daha az görülürken bu çadırlar şu sıralarda talep oldukça artmış olup birçok kişi tercih etmektedir.

 

Not 4

 

Araç üzeri çadır bakımı çok kolaydır. Çadır kullanıldıktan sonra içerisi mutlaka temizlenmeli ve mümkünse birkaç saat havalandırılmalıdır. Eğer çadırın ıslanmış bir kısmı var ise mutlaka kurutulmalıdır. Aksi takdirde kokuya sebep olabilir. Çadır kaldırılırken kullanılan aletlerin hepsinin bilinen bir yerde olması tekrar kurulacağı zaman parçalarda eksiklik bulunmaması için dikkat edilmelidir. Araç hareket halinde iken kesinlikle çadır kullanılmamalıdır. Sonuçları çok ağır olabilir. Kurulumu kadar bozulması da çok fazla zaman almamaktadır. Çok çeşitli araç üstü çadırlar bulunmaktadır. Kişilerin arzusuna ve beklentilerine göre değişiklik gösterirler. Önemli olan en kısa sürede en konforlu ve en keyifli anlar yaşatabilecek çadırların tercih edilmesidir.

 

Not 5

 

Çadırın kurulacağı yer seçerken doğa koşulları da dikkate alınmalıdır. Sonuçta büyük felaketler ile sonuçlanabilir. Toprak, taş ve kaya kayması, sel olayları, yüksek derece de sıcaklı, rüzgar doğa olaylarından bazılarıdır. Ayrıca doğada yaşayan vahşi canlılarda örnek olarak verilebilir. Ormanın çok derinlikleri tercih edilmemeli ve herhangi bir tehlike durumunda iletişimin sağlanması için uygun alanlar tercih edilmelidir.